“kapitalizm ve devlet yok oluncaya, otoriteler sönünceye kadar sanatçılık bir meslek formunda sürecek; sanattan ekmek yiyenler neyin sanat olup olmadığını izaha devam edecek. gel gör, geleceğin toplumu gezi’de azımsanmıycak bir nicelikte deneyimlendi. bizim işimiz ise bu dağınık deneyimi tüm dağınıklığınca deneyimlemeye yahut deneyimlenmesine katkı sağlamaya devam etmek. verili sanat alanlarınca evcilleştirilmesine uyanık kalmak.”
Originally posted on Açık Koyu:
“direnmek yaratmaktır!” gilles deleuze
1.
germinal fransa’da geçer ama sen okurken istanbul’dasındır. mozart sonatlarını avusturya’da yazar, seslendirir ama sen odanda trt3’ten dinlersin; o sırada annen dolma sarıyo, baban tamirat yapıyo olabilir. maleviç, van gogh hangi şartlarda maleviç,van gogh olmuştur, belki bilirsin ancak onları şansın yaver giderse soğuk galerilerde seyredebilirsin. yahut çoğunluk gibi ansiklopediler, sanat dergileri veya internetten bakarsın resimlerine. seninle aynı dönemde yaşayan ‘meşhur sanatçılar’ın yanına yaklaşamazsın. çekinirsin, oncağızların girdiği mekanlara/çevrelere giremezsin. meşhur sanatçı ne kadar uzak olursa senden okkadar çekicidir, okkadar nakite çevirilebilirdir çünkü. sanat(çın)ın çevresi piyasa tarafından kutsal harelerle çitlenir, nokta spotlarla aydınlatılır; çölde vaha, okyanusta ada olarak sunulur ki pahası speküle edilebilsin. ki bu sanatçılar halka bakan sanatçılar, halktan yana sanat ürünleri olsa dahi durum değişmez. okullarda öğretilen, reklamlarda boy gösteren sanat, mahallenin yani yakın çevrenin dışındadır genellikle. kendi özel/verili alanında ‘yaşamını’ sürer. piyasa araçlarıyla sana yaklaşır ve ‘bu şekilde’ ne kadar yakınlaşsa okkadar uzaklığını korur. çünkü…
View original 674 more words
Filed under: Infinite Indefinites
